08 Aralık 2007

uysa da dijital, uymasa da dijital (mi?)

Yazılarını ve özellikle mükemmel sunumlarını uzun zamandır takip ettiğim Logic + Emotion blogunun sahibi David Armano dijital ajansların müşterilerine hizmet verirken markaların dijital stratejilerine yön vermeleri gerektiğini söylüyor ve bunu 10 başlık altında açıklıyor. Armano'nun Adage dergisinde yayınlanan Forrester araştırmasını referans gösterdiği ufuk açıcı yazısının tamamını merak edenler okuyabilir. Türkiyeli markaların dijital ortamda yer almak için yarış içine girdikleri şu dönemde David Armano'nun yazısını referans göstererek dikkat çekmek istediğim bazı konular var. Dijital ajanslar öncelikle marka tarafından bakarak dijital stratejilerini ve fikirlerini geliştirmek zorundalar. "Deneyim" dediğimiz olgu dijital dünyanın zaten merkezinde yer alıyor. Yani markanız için dijital anlamda ne yaparsanız yapın kullanıcınız (tüketiciniz) kendisini bir deneyimin içinde bulacak. Dolayısıyla önemli olan bu deneyimin kurgusu oluyor. Bu anlamda marka tarafından bakarsak dijital ortamlar, geleneksel mecralara nazaran daha tehlikeli sularda yüzmek anlamına geliyor. Marka konumlandırmasına uygun, sağlıklı dijital strateji ancak ve ancak geleneksel reklam ajansı, marka yöneticileri ve dijital reklam ajansının aynı masada oturduğu toplantılar sonucunda oluşturulabilir. İkinci önemli nokta ise "büyük fikir" denilen olgunun mecradan bağımsız olması. Yani iyi fikir, iyi fikirdir. Geleneksel mecrada (tv, basın vb.) karşımıza çıkan iyi fikir, dijital mecralara aynı başarıyla taşınabilir. Yerli markalarımızın interaktif kampanyalarında izlediğimiz gibi sırf yeni teknolojik olanakları ve uygulamaları kullanacağız, illa popüler sanal ortamlarda yer alacağız diyerek marka imajını zedeleyen işlerden kaçınmak gerekiyor.
Bu konuyla ilgili yazacak daha çok şey var. Daha fazla sıkıcı olmadan konuyu "şimdilik" kapatıyorum ve David Armano'nun devamlı güncellediği aşağıdaki sunumuna dikkat çekmek istiyorum.

SlideShare

Etiketler: ,

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home