30 Ocak 2006

2005'in görsel özeti


Sesi açmayı unutmayın.
link

Marrsbar bardak altlığı tasarımları


Marrsbar birası bardak altları. Bu alanda Türkiye'de önemli bir açık var. Ülkemizin bira markaları için gençlere yaklaşmak için önemli bir fırsat. Gençlerin ilgilerini çekecek, illüstrasyonlu bardak altlığı tasarımları iş yapar!
not: Bu arada önümüzdeki günlerde bir kaç arkadaşımla bu konu ile ilgili bir sürpriz hazırlığındayız. Şimdilik bu kadar ipucu yeterli.
link Galeri

25 Ocak 2006

Biggest Burgers in Town


Kategori: Fastfood/Restaurant
Müşteri: Pow Wow Bar & Restaurant
Ajans: Jung von Matt, Hamburg
kaynak

24 Ocak 2006

Uzakdoğu’da yeni “Pop Yıldızı” Modeli




















Kanıtlar gösteriyor ki, beklenmeyen şekilde, gençlerin yeni pop idolleri bildiğimiz modellerden farklı gelişmeye başladı. En azından Tokyo’da böyle. Bu, şu anlama geliyor: Genç erkeklerin genel geçer giyim modelleri eski bir deri ceket, üstünden dökülen büyük boy t-shirt, ucuzluktan alınmış bir kot pantalon ve şekilsiz bir ayakkabı yeni giyim modellerini tanımlıyor.

Artık berber salonlarında saçlarını kestirmiyorlar. Rüzgar tünelinde bir kavgaya tutulmuşlar gibi arkaya doğru dağınık şekil verdikleri saçlarını gerekirse kendileri kesiyorlar. Ucuzlukta buldukları şekilsiz, ıspanak yeşili bir kazağı 13$’a alıp giyiyorlar. Bunlar için paranın giyime harcanması anlamsız. Paralarını son çıkan bilgisayar oyununa veya yeni bir bilgisayar programına yatırmak için saklıyorlar. Bunların ekstra 1 saatleri var ise emin olun bunu bilgisayar oynayarak geçireceklerdir. Tokyo’nun yeni seks sembolleri, yeni idolleri bunlar.

23 yaşındaki Sayaka Miyazaki (kız) onlar için şöyle diyor: “Çok samimi görünüyorlar. Olaylara yaklaşımları sakin ve rahat. Giyimlerine, davranışlarına özen gösterenleri ise çok gülünç buluyorum, onlara tahammül edemiyorum. Kızlar, kendini öne atan, tarzıyla kendini göstermeye çalışan erkekleri itici buluyorlar. İlgilerini kaybediyorlar.” Aslında Miyazaki ilginç bir şey söylemiyor diye düşünebiliriz. Fakat Kore’li pop yıldızı Be Onjun’un son iki senedir yakaladığı popülerliği tanımlamamızda bu sözlerin yardımı oluyor. Be Onjun utangaç, kızlara karşı çekingen ve tarzı ile yukarıda tanımladığımız erkek modeline uyuyor ve bu haliyle Uzakdoğu’nun seks idolü konumunda.

Kaynak: International Herald Tribune 19 Ocak

iso50




















Kalifornia'lı Scott Hansen'in işleri görülmeye değer. Başta tasarımlarını ve deneysel fotoğraf işlerini sergilemek amacıyla kurduğu portfolyo sitesi zamanla gelişerek bir tasarım stüdyosuna dönüşmüş. Tasarımlarını sitede online olarak satan Hansen, bununla kalmamış kendi bestelerini siteyi ziyaret eden kullanıcılara dinletiyor ve bu kayıtları içeren CDyi isteyenlere online satıyor.
link

Between You and Me


1980 doğumlu Polonya asıllı New York'da yaşayan Patryk Rebisz'in dijital fotoğraf makinesiyle çektiği kısa film, Gotham City Kisa Film Festivali'nde en iyi sinematografi, Big Apple Film Festivali'nde de en iyi ikinci deneysel film ödüllerini almış. Tebrikler Patryk! Aşağıdaki linkten yönetmenin diğer işlerine ulaşabilirsiniz.
link Patrykrebisz
kaynak bigumigu

23 Ocak 2006

Honda Civic_ The Power of Dreams

17 Ocak 2006

JCB Song

Dokunsal Günlük_ Everything I Touch Photo Diary

Jan Chipchase "Everything-I-Touch Photo Diary" projesinde sabah kalkıştan öğlene kadar süreç içinde her yarım saatte bir dokunulan her objenin fotoğrafı çekiliyor. Berlin'den Juergen Siebert projeye katılmış ve izlemesi eğlenceli bir sonuç çıkmış ortaya. Juergen Siebert'in yaşam şeklini yorumlamak da marka stratejistlerine kalmış. İlk fırsatta ben de kendi çapımda dokunsal günlüğümü oluşturmayı ve istanbul vs.'de yayınlamayı düşünüyorum.
kaynak: AntiFit
link "Everything-I-Touch Photo Diary" projesi
link Juergen Siebert'in günlüğü
link istanbul vs.

15 Ocak 2006

Aslanlar ve Doğal Ortamları

Saatchi & Saatchi’den Kevin Roberts şöyle diyor: “Eğer bir aslanın nasıl avlandığını anlamak istiyorsan aslanı hayvanat bahçesinde değil, doğal ortamında izlemelisin”. Tüketicilerin ürün ile kurdukları ilişkiyi doğru anlamak için aynı önermeyi yapmamız gerekiyor sanırım. Peki bu kadar çok aslan ve orman varken bunu başarmanın yolu nedir acaba? Ürünü kullanan tüketiciye sokakta yakalayıp, telefonda veya kapısını çalıp evinde belli aralıklarla sorular sorarak mı? Yoksa tüketicileri bir odaya kapatıp ürün ile ilişkilerini o sırada dolaylı sorularla anlamaya çalışmak mı? Bu yöntemler aslanı doğal ortamından alıp hayvanat bahçesine koymak ve onu anlamaya çalışmak değil midir?
Online dünyanın nimetlerini kullanarak tüketici davranışlarını global olarak incelemeye çalışan trend araştırma şirketlerinin kurduğu ekiplere katılan “trend avcıları/ajanları” tüketici davranışlarının izlenmesi, yeni trendlerin keşfedilmesi konusunda bir kırılma noktası oldular. Çoğunlukla İngiltere’de konumlanan “Trend Araştırma” şirketlerinin dünyanın bir çok
merkezinde ajanları bulunuyor. Berlin’de, Paris’de, Tokyo’da, New York’da, İstanbul’da, Dubai’de yaşamlarını sürdüren bu ajanlar, periodik olarak trend araştırma merkezlerine raporlar gönderiyorlar. Bu raporları antropologlar yorumluyorlar, periodik trend raporları haline getiriyorlar. Bu raporların fiyatları haliyle yüksek oluyor. Ürünlerinin global olarak konumunu merak eden, yeni pazarlama alanları keşfetmek isteyen, tüketicinin yaşamındaki yerini anlamak isteyen marka sahipleri bu raporları satın alıyorlar. Bu sayede rakiplerinden bir adım önde olmayı amaçlıyorlar.

Şimdilerde yeni bir kırılma noktasındayız. İnternetteki “download” döneminden sonra yaşadığımız “upload” dönemi, “podcasting”, vloglar (video bloglar) ve yakın zamanda tanışacağımız internet 2 (saniyede 983 megabit hızla veri nakletmeye olanak saglayan yeni yapı) sayesinde trend araştırmalarında yeni açılımlar yaşanacak. Yavaş yavaş bu yeni trend araştırma örneklerini net üzerinde izlemeye başladık bile. Trendwatching bunu “sanal antropoloji” (virtual anthropology) olarak tanımlıyor. Nette oluşturulan fotoğraf paylaşım ortamları (örneğin flickr), video paylaşım ortamları (örneğin youtube), ses dosyası paylaşım ortamları (örneğin ODEO), video chat ortamları (örneğin skype) ve tabi ki tüm bu uygulamalara entegre olabilen bloglar, trend araştırmalarının yeni mecraları oluyorlar.

Bu mecraların henüz tam anlamıyla kullanıldığını söyleyemeyiz. Fakat doğru yorumlandığı takdirde netteki mevcut datanın marka stratejistlerine önemli bilgiler verdiğini söyleyebiliriz. Örneğin insanlar evlerinde bilgisayar oyunları oynarlarken nasıl görünüyorlar? Odaya konumlanmaları nasıl? Etraflarında neler var? Kültürel farklılıkların aynı üründeki karşılıkları neler oluyor? Bu gibi sorulara cevap arıyorsanız buradan fikir alabilirsiniz.

Shanghai’da insanların oturma odaları hakkında fikriniz yok mu? O zaman buradan önemli bir fikirler edinebilirsiniz, günlük yaşamlarından detayları gözleyebilirsiniz.

Peki kentli insanın vazgeçilmez objesi çantasının içini merak ediyor musunuz? Çantanın içinde yer edinmesini istediğiniz bir ürününüz mü var? Sokakta insanları çevirip “çantanızın içine bakabilir miyim?” sorusunu soramayacağınıza göre ne yapacaksınız? Flickr’da bir grup oluşturacaksınız ve “çantanızın içinde ne var?” sorusunu soracaksınız. Burada olduğu gibi.

Giysi dolaplarında neler var? Çalışma masalarını nasıl kullanıyorlar? Evinden taşınan insanlar hangi güdülerle kutulara eşyalarını yerleştiriyorlar? Birçok trendin çıkış noktası olan Japonya’nın sokaklarını mı merak ediyorsunuz? Veya Tokyo sokak modası mı sizi ilgilendiriyor?

Diyelim ki buzdolabı üreticisisiniz. Üzerine yapıştırılan postitlerle, magnetlerle, gündelik notlarla ve ürünlerin içerdeki yerleşimi ile kişinin karakterini yansıtan bir başka beyaz eşya yoktur. Bunu gözlemlemek mi istiyorsunuz? O zaman buraya bakacaksınız.

Eğer yerel kullanıcının davranışı sizi daha çok ilgilendiriyorsa, Türkiye’de henüz ikinci bir örneği olmayan buzdolap.com’dan fikir edinebilirsiniz. Buzdolap.com sitesi 0 (yazıyla sıfır) bütçeyle oluşturulmuş bir proje. Türkiye’de bu tip bir başka araştırma projesinin olmaması düşündürücü.

Yukarıda verdiğim örneklerin tamamı kullanıcı ile interaktif olarak yürüyen, içinde eğlence barındıran ve bu sayede tüketicinin samimi olarak kendini açtığı uygulamalar. Dediğim gibi kullanıcı davranışlarının izlenmesi için elimizde müthiş fırsatlar var. Değerlendirmek bize kalmış. Şunu da gözden kaçırmamak gerekir ki, bu araştırmaların verimli olması için internet ve teknoloji kullanıcılarının artması gerekiyor. İnternet üzerinden ulaştığımız bu dataların sahiplerinin ürünü kullanan, teknolojiye belli oranda hakim sınırlı bir kitle olduğunu unutmamak gerekiyor. Önümüzdeki zamanda bu kitlenin artacağını biliyoruz. Yakın zamanda trend araştırma şirketlerine değil de, bu dataları doğru yorumlayacak antropologlara, sosyologlara, marka profesyonellerine ihtiyacımız olacak. Çünkü aslanları doğal ortamlarında hepimiz izleyebiliyoruz ama doğru yorumlayabiliyor muyuz?

not: Yukarıda trendwatching'den alıntılar yapılmış ve görsellerden yararlanılmıştır.

14 Ocak 2006

The Freesound Project_ ses efekti arşivi

Bu gece itibariyle, uzun bir inceleme aşamasından sonra kesinlikle sorunsuz işlediğini farkettiğim yeni bir site keşfettim. The Freesound Project... Arşivinde bulunan 20.000'e yakın ses efekti sayısını her geçen gün kullanıcıların uploadları sayesinde katlayacağa benziyor. The Freesound Project, site üyelerinin çevreden kayıt ettikleri ses kayıtlarını upload ederek oluşturdukları devasa bir ses effecti arşivi. Sistemdeki dosyaları download edebilmek için 1 dakika süren bir üyelik işlemi gerçekleşiyor. Unutmadan, sitenin tamamı ücretsiz hizmet veriyor.
Yeni ve yararlı bir site keşfetmenin şerefine bir şarkı dinlemek istedim.
royksopp-what else is there?

link The Freesound Project

11 Ocak 2006

The Life Aquatic with Steve Zissou


The Life Aquatic with Steve Zissou, 2005'de izlediğim filmlerin arasında en beğendiğim film olarak hafızamda yerini aldı. Bant Dergi'nin, bu filmi yılın en iyi 20 filmi sıralamasında 1 numaraya yerleştirmesine de çok sevindim. "The Royal Tenenbaums"un ardından Wes Anderson'dan bu kadar da başarılı bir film kim beklerdi ki? Anderson, arkadaşını öldüren dev köpekbalığının peşinden giden ünlü deniz belgeselcisi kaptan Steve Zisssou'nun, ekibi ve birden bire ortaya çıkan daha önce hiç görmediği oğlu ile olan çekişmelerini, bugüne kadar eşine zor rastlanır bir mizah anlayışı ile anlatıyor. Bill Murray'ı bir efsane haline getiren, filmde David Bowie parçalarını Portekizce yorumlamasıyla Seu Jorge'yi bir yıldız yapan film, mütevazi bir sinema zaferi olarak bu yıla damgasını vurdu.
Filmin web sitesi de aynı espri anlayışla eğlenceli tasarlanmış. Hatırı sayılır sayıda sinema izleyicisi tarafından şimdiden kült hale gelen filmin müziği (özellikle bu müziği nette buldum, uygun formata çevirdim ve cep telefonumun melodisi olarak kullanıyorum, mutluyum, gururluyum), film içinde kullanılan Adidas ayakkabılar, objeler pazarlama stratejisinin başarısıdır.
Yönetmen Wes Anderson'ın diğer filmleri, BottleRocket(1994), BottleRocket(1996), Rushmore(1998), The Royal Tenenbaums (2001), The Fantastic Mr.Fox (2006'da tamamlanacak).

link
The Life Aquatic with Steve Zissou
link Bant Dergi (Yukarıda Bant Dergi Aralık 2005 sayısından alıntılar yapılmıştır.)

03 Ocak 2006

Disco Science

Sanal ortamda bir marka Jones Soda














Jones Soda web sitesinde, internet kullanıcısının beklentisini karşılayacak standart içerik bilgilerini veriyor. Bu bilgileri; Jones hakkında, ürünler, Jones Ekibi, haberler, cemaat (community), linkler, iletişim başlıkları altına almış. Jones Soda’nın diğer sitelerden ayrışmasını sağlayan özelliği, kullanıcı ile interaktiviteyi devamlı koruması. Bu amaçla sitelerinde devamlı olarak interaktif uygulamalara yer veriyorlar. Bu uygulamaların sadece internet ortamında etkileşim sağlamasından ziyade, tüketicilerin gündelik yaşamlarında bu projelerin karşılıklarını gündelik yaşamlarında görmeleri başarının altında yatan temel sebep oluyor.

Örneğin…

Top Cow Contest:Bir çizgiroman karakteri olan Fufuberry bir süper kahraman olsaydı nasıl bir kahraman olurdu? Çocuklara yönelik interaktif bir uygulama. Kendi süper kahramanlarını çizen çocukların çizimleri sitede yayınlanıyor. Gündelik yaşamda çektikleri fotoğrafları sitede yayınlayan kullanıcılar, interaktif oylama ile yarışıyorlar. En yüksek oyları alanların fotoğrafları Jones Soda şişeleri etiketlerine basılıyor ve piyasaya sürülüyor.

My Jones:Kendisine veya yakın arkadaşlarına güzel bir hediye vermek isteyenler için geliştirilmiş interaktif bir proje. Çekilen fotoğrafınızı gönderin, Jones Soda üzerine etiket olarak basılsın. My Jones projesini myjones.com sitesi ile lanse ediyorlar.

My 2006 Resolutions:Kullanıcılar 2006 beklentilerini, hayallerini samimi bir dille yazıyorlar. Jones Soda’ya gönderiyorlar. En ilginç hayallere sahip olanların hayallerini gerçekleştirmeleri sağlanıyor.

Jones Soda Photo Gallery:Gündelik yaşamda çektikleri fotoğrafları sitede yayınlayan kullanıcılar, interaktif oylama ile yarışıyorlar. En yüksek oyları alanların fotoğrafları Jones Soda şişeleri etiketlerine basılıyor ve piyasaya sürülüyor.

My Jones Music:My Jones Music, bağımsız bir muzik portalı. Kullanıcıların amatör, bağımsız müzik projelerinin yayınlandığı (upload ettikleri), karşılıklı bilgi alışverişinde bulundukları ve sitenin gelişimine aktif katkı sağladıkları ortam.

Jones Map:“Jones içiyorsan sen bir kahramansın. O zaman Jones Map’a fotoğrafını ekle.” GoogleMap’in başlattığı uydu görüntüleri ile yukardan sokakları, evleri dikizleme furyasını kullanan Jones, bu şekilde bir Jones cemaati yaratıyor. Jones Map’a üye olanların oturdukları sokağı, evleri uydu görüntüsü ile izleyebiliyoruz, onlarla mesajlaşabiliyoruz, forumlarda tartışabiliyoruz yani bir cemaatin üyesi oluyoruz.

Jones Soda ürün tattırma aktiviteleri:Ürün kullanıcı deneyimini ölçmek, kullanıcılardan geri dönüşüm almak amacıyla bu çalışmayı eğlenceli bir aktiviteye çevirmişler. Bu aktivitelerden fotoğrafları, yorumları ayrı bir sitede herkesle paylaşıyorlar.

Jones Blog:Günceli yakalamayı bilen Jones Soda kurduğu blog ile internet kullanıcı ile kesintisiz iletişim halinde oluyor.

Jones Soda neden başarılı bir site uygulaması?

• Artık internette sadece interaktivite yetmiyor. Ürün kullanıcıları sanal ortamdaki bu interaktivitenin sonuçlarını gerçek hayatlarında yansımasını görmek istiyorlar. Jones Soda bunu yapabiliyor…

• “İnternet2” olarak tanımlanan, kısaca internetin “download” döneminden sonra “upload” dönemi olarak tanımlanan geçişe çok iyi ayak uydurmuş. Kullanıcılar bu sayede siteyi ve markayı sahipleniyorlar.

• Sitede kullanılan fotoğrafların (ve tabiiki ürün etiketindeki fotoğraflar) tamamen kullanıcılardan gelen görsellerden oluşuyor. Bundan taviz vermiyorlar. “Hayatın içinden” demek bu olsa gerek.

• Celebrity kullanımı: Site kullanıcıları arasına belli aralıklarla ünlü kişilerin katılmasını sağlıyorlar. Bunu çok bağırmadan yapıyorlar. Bu sayede cemaate dahil olanlar burada olmaktan gurur duyuyorlar.

link Jones Soda

Chris Cunningham'ın kısa filmi Rubber Johnny










Chris Cunningham'ın kısa filmi Rubber Johnny’de (Plastik Johnny) kendi şanına yakışacak bir şekilde, ana babası tarafından yerin altına atılmış mutant bir çocuğu anlatıyor. Klibin daha önce denenmemiş bir montaj tekniği ile hazırlandığını okumuştum bir yerlerde. (Bu konuda bilgisi olan bizi aydınlatırsa sevinirim.) Rubber Jonny, Chris Cunningham'ın "Psychedelic" klipleri arasında en etkileyici olanı denilebilir.
link
Chris Cunningham
link Rubber Jonny